ilahi sözünü paylaş

Arkadaşların arasında bunu ilk beğenen sen ol!

Süleyman Şahintürk – Sen Hazreti Adem Gibi

Süleyman Şahintürk Sen Hazreti Adem Gibi İlahi Sözleri

Sayfamız da hazırlayıp, düzenlemiş olduğumuz en iyi Süleyman şahintürk sen hazreti adem gibi ilahi sözlerini bulabilirsiniz. Sizde yazımızın devamına giderek, Süleyman şahintürk sen hazreti adem gibi ilahi sözlerini takip ederek sosyal ağlarınız da paylaşabilirsiniz. En güzel Süleyman şahintürk sen hazreti adem gibi ilahi sözleri için bizleri sosyal ağlarımızdan takip ederek, beğendiğiniz ilahi sözlerine ulaşabilirsiniz. Sizde hoşunuza giden bu ilahi sözlerini, sosyal medya üzerinde twitter, facebook ve instagram gibi sosyal ağlarınız da paylaşabilir vede bizlere destek olabilirsiniz. Süleyman şahintürk sen hazreti adem gibi ilahi sözleri için yazımızın devamına giderek, takip edebilir ve sevdiklerinize de gönderebilirsiniz.

Sen Hazret-i Âdem gibi ihsanlara nâil,
Mihrâb-ı melekken yine şeytanlara mâil,
Esmâ-yı İlâhiyyeyi ârif ama câhil.
Sen Hazret-i Âdem gibi ihsanlara nâil.

Cennette bulunmuş iken âteşlere dâhil,
Sen Âdem’in evlâdı ya Hâbil ya da Kâbil,
Bir yol arıyorsun sonu cennetlere sâhil,
Vermiş Yaradan, her yeni Peygambere temsil.

Binlerce yıl olmuş deme, her an kılavuz bil,
Onlar nice himmet ve azim sâhibidirler,
Onlar ki hatâdan Yüce Rabbimce korunmuş,
Onlar ki günâh işleme azminden arınmış.

Son buldu Nübüvvet ve Vahiy Onlara mahsus,
İlhâm-ı İlâhiyye gönül olmalı fânus,
Bir yâd-ı cemil verdi, selâm eyledi Mevlâ,
Âlemde Nebî kervanı hükmetmede hâlâ.

Gel sen yine Âdem gibi tevbeyle felâh bul,
İblisçe inâd etme tevâzuyla salâh bul,
Hâbil gibi mâsûmiyet ısrârını göster,
Nefsindeki Kâbilliğe inkârını göster.

Tûfanda kalan rûhuna gel, merhamet eyle,
Kurtulmaya bak Hazret-i Nûh’un gemisiyle,
Kalbindeki tüm putları kır kır ve sonunda,
Tehditle bırak baltayı nefsin omuzunda.

Allah korur îmanlıyı, mazlûmu zulümden,
Peygambere tâbîleri kurtardı ölümden,
İbrâhim’e nâr, oldu serinlik ve selâmet,
Mûsâ ki bebek kâtili Fir’avn’e emânet.

Sen Hazret-i İbrâhim’in aşkıyla yanarsan,
Yakmaz seni Nemrutların aklettiği nîrân,
Kör nefsini dizginde tut ömrünce savaşla,
Hep şerri fısıldar sana, şeytânını taşla.

Bak Hazret-i İbrâhim’e; hâlis niyet öğren,
Gör Hazret-i İsmâil’i; teslîmiyet öğren,
Bak, Hazret-i Hâcer’de tevekkül ne de hoştur,
Gel sen de tevekkülle berâber yine koştur.

Dâvette sakın yükleme insanlara külfet,
Tam tersi; Halil sofrası ol, herkese lutfet,
Bir menfaatin hizmete yoldaşlığı menfî,
Sizden bir ecir istemeyiz, Hakk bize kâfî.

Gel Hazret’i Meryem gibi ol kân-ı sadâkat,
Zâhirde susup göklere binlerce sadâ kat,
Ecdâdını Yûsuf gibi dâim ederek yâd,
Ol Hazret-i Yahyâ gibi hayrulhalef evlâd.

Gör Hazret-i Yâkub gibi şefkatli peder ol,
Evlâdın için gözyaşı dök, dök de heder ol,
Hem sabra sarıl, ağlayarak yolları yokla,
Hem geçme ümitten, gelecek gömleği kokla.


Ol Hazret-i Yûsuf gibi bir mâden-i iffet,
Burhân ile ver hâline en kuytuda saffet,
Görsen de hıyânet, onu ihsân ile def’et,
Kardeşlerinin aybını, taksîrini affet.

Yûsuf gibi gör, nefsimizin arzusu boştur,
Zindan o güzel Şâha saraydan daha hoştur,
Biç, Hazret-i İdris gibi hikmet kumaşından,
Kudretle çık İlyas gibi tevhid savaşından.

Tebliğ ve hidâyette sakın ye’se kapılma,
Tekrar çağır insanları Yûnus gibi yılma,
Yüzlerce yıl anlattı da inkârcı gürûha,
Sor kaç kişi “âmentü” demiş Hazret-i Nûh’a.

Piş Hazret-i Eyyüb gibi sabrın ateşinde,
Koştur şu Süleyman gibi rüzgârı peşinde,
Sen Hazret-i Dâvud gibi çınlat da semâyı,
Bul, Hazret-i Lokman gibi her derde devâyı.

Geç, Hazret-i mûsâ gibi zâhir denizinden,
Git, Hazret-i Yûşâ gibi irfânın izinden,
Kal, Hazret-i Hârun gibi sâdık ve mülâyim,
Dur, Hazret-i Dâvud gibi dünyâlığa sâim.

Göster Zekeriyyâ gibi; “Neslim” diye gayret,
En zorlu musîbetlere en zirvede sabret,
Haşr ibreti al, sen de Üzeyr’in eşeğinden,
Sıdk ibreti al, Kehf’in o sâdık köpeğinden.

Âdem gibi çıktın ama cennet beşiğinden,
İdris gibi gir, çıkma şu Firdevs eşiğinden,
Engelleri teşvik bilen, en sağlamı geçti,
Peltek idi Mûsâ’da dil, Allâh O’nu seçti.

Her Fâtiha, Mûsâ gibi var Hakk’a kelîm ol,
Îsâ ve Halil meşrebi ol, halka halîm ol,
Ver sen de terâzîne Şuayb’ın ayarından,
Kul hakkına dikkat ile Mîzân’a hazırlan.

Te’sirli konuş, sır ve delil gönlü kuşatsın,
Leyyin sözü seç, kalbini küfrün, yumuşatsın,
Haksızlığı Yahyâ gibi haykır umerâya,
Yoklukta moral vermeli sözler fukarâya.

Bilhassa eğip bükmeye gelmez sözü söyle,
Hakk Elçilerin sözleri baştanbaşa böyle,
Onlar ki küfür hâlini etmez de bahâne,
En tatlı, zarif sözleri söyler ebeveyne.

Hortlar bugün azgınlığı, Âd’ın ve Semûd’un,
Takvâyı öven gürsesi ol Hazret-i Hûd’un,
Sen sergile Sâlih gibi şahsiyyeti baştan,
İstense şehâdet, çıkar ispâtını taştan.

Zülkarneyin ilmiyle cehâletlere sed çek,
Şark ehline, garp ehline yol bulmalı gerçek,
Al hisseni ihyâ eden Îsâ nefesinden,
Kurtarmalısın rûhunu deccal kafesinden.

Doğmuştu kısır Vâlideden, yaşlı Pederden,
Bir müjde ol İshak gibi, çık gel ötelerden,
Gel, Lût gibi bir tek kişi kalsan bile şaşma,
Mecbur isen; ahlâksıza katlan da bulaşma.

Gayretleri zannetme ki nisyân olacaklar,
Ukbâya kadar Hazret-i İlyâs’a selâm var,
Ten gömleği toprak ama rûh özde semâvî,
Bak Elyasa, Tevrât ile bulmuştu tedâvî.

Teslîm oluşun, Hazret-i Zülkifl’e yaraşsın,
Zincirleme ecrin nice bin katları aşsın,
Doğ Hazret-i Îsâ gibi imkânsıza rağmen,
Bir ruh gibi yüksel göğe, mâdem öleceksen.

Can Ahmed’in iclâlini etmek için ikrâr,
Îsâ inecek, Ümmet-i Ahmed ile tekrar,
Sen, Ahmed-i Muhtâr’a muhabbet ile bağlan,
Binlerce Nebî oldu vezir; Nur ise Sultan.

Binlerce Nebînin nice mümtaz sıfatından,
Hepsiyle mücellâ idi Peygamber-i Zîşan,
Âteşleri gülzâr eden ecdâdı peşinden,
İnsanlığı kurtardı cehennem ateşinden.

Taş kalpli nesilden çıkarıp en yüce fecri,
Deryâları yarmak ne ki çâk eyledi bedri,
Mevtâ idi, âmaydı, devir câhiliyetti,
İhyâ ve devâ etmeye “bir nefha”sı yetti.

Hiçbir bedel olmaksızın olduk O’na ümmet,
Nîmetle müsâvî mi ya bizlerdeki gayret,
Medyûnuz o kervâna selâm eyleyelim biz,
Son faslı salâtlarla hitâm eyleyelim biz.