ilahi sözünü paylaş

Arkadaşların arasında bunu ilk beğenen sen ol!

Zeki Altun – Tevbe Suresi 110-111-112.Ayetler

Zeki Altun Tevbe Suresi 110-111-112.Ayetler İlahi Sözleri

Sayfamız da düzenlemiş olduğumuz Zeki altun ilahi sözlerini bulabilirsiniz. Sizde yazımızın devamına giderek, Zeki altun tevbe suresi 110-111-112.ayetler ilahi sözlerini takip ederek sosyal ağlarınız da paylaşabilirsiniz. En güzel Zeki altun tevbe suresi 110-111-112.ayetler ilahi sözleri için bizleri sosyal ağlarımızdan takip ederek, beğendiğiniz ilahi sözlerine ulaşabilirsiniz. Bir çok yeni Zeki altun tevbe suresi 110-111-112.ayetler ilahi sözlerini sitemiz aracılığı ile bulabilir vede paylaşabilirsiniz.

TEVBE-110: Lâ yezâlu bunyânuhumullezî benev rîbeten fî kulûbihim illâ en tekattaa kulûbuhum, vallâhu alîmun hakîm(hakîmun).
TEVBE-110 Ayeti Türkçe Meali: Onların yapmış oldukları bina, kalplerinde, kalpleri parçalanana kadar, bir nifak ve şüphe olarak devam edecek (zail olmayacak). Ve Allah; Alîm (en iyi bilen)”dir, Hakîm (hüküm veren ve hikmet sahibi)”dir.
TEVBE-111: İnnallâheşterâ minel mu’minîne enfusehum ve emvâlehum bi enne lehumul cenneh(cennete), yukâtilûne fî sebîlillâhi fe yaktulûne ve yuktelûne va’den aleyhi hakkan fît tevrâti vel incîli vel kur’ân(kur’âni), ve men evfâ bi ahdihî minallâhi, festebşirû bi bey’ıkumullezî bâya’tum bihî, ve zâlike huvel fevzul azîm(azîmu).


TEVBE-111 Ayeti Türkçe Meali: Allah muhakkak ki; Allah yolunda savaşan, böylece öldüren ve öldürülen mü’minlerden onlara verilecek cennet karşılığında, canlarını ve mallarını satın almıştır. (Bu), Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’ân’da, O’nun (Allah’ın) üzerine hak olan vaaddir. Allah’tan daha çok ahdine vefa eden kimdir? O’nunla yaptığınız alışveriş ile sevinin! Ve işte o, en büyük fevz (mükâfat)dir.

TEVBE-112: Et tâibûnel âbidûnel hâmidûnes sâihûner râkiûnes sâcidûnel âmirûne bil ma’rûfi ven nâhûne anil munkeri vel hâfizûne li hudûdillâh (hudûdillâhi), ve beşşiril mu’minîn (mu’minîne).

TEVBE-112 Ayeti Türkçe Meali: Tövbe edenleri, (Allah’a) kul olanları, hamdedenleri, oruç tutanları veya seyahat edenleri (Allah yolunda hicret edenleri, savaşmak için veya Allah’ın adını yüceltmek, dînini kuvvetlendirmek için, Allah yolunda hizmet için, ilim tahsil etmek için yurtlarından çıkanları, Allah’a ulaştırmak için ruhlarını yola çıkaranları, yeryüzünde ibretle gezip tefekkür edenleri); rükû ve secde edenleri, ma’rufla emredenleri, münkerden nehyedenleri (yasaklayanları), Allah’ın hudutlarını muhafaza edenleri ve mü’minleri müjdele!